30 yaşından sonra kara heves edip snowboarda başladım. 3-4 kez gitmişliğim var bunların biri Bozdağ diğerleri Uludağ.
ilk olarak şunu söylemem lazım; yurt içinde ve dışında başka merkezleri görmediğim için karşılaştırma şansım yok. Ama izlenimlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Uludağ;
Türkiye'nin en bilinen kayak merkezi.
ama yurdum insanı (esnafı, işletmecisi, tur organizatörleri) iyi bir yeri yok emekte dünya ortalamasının epey önündeler. oteller kesinlikle zor durumda ama kısa dönem çalışınca ve eski binalar olunca pek bişey demiyoruz.
esnaf ise tam anlamıyla kendi ipini çekiyor. neden ki derseniz. herkesin bildiği şeyler. zaten mevcut olan tüm ürünler ortalamanın neredeyese 3 katı fiyata satılıyor ama bunlar bi yana adamlarda esnaflık anlayışı güleryüz saygı sıfır. nerdeyse adam dövecekler. pistin ortasına kadar çıkan yurdum insanı fotograf çektirmek arzusunda. arka fonda da bi kaç kayakçı istenir mutlaka. mümkünse kayak board kızak karışık olsun ki face'de iyice afilli görünsün.
Bozdağ; bu haftasonu kendi arabamla tek başıma günübirlik gittim. son anda karar verdim. yolda oteli aradım. yer yoktur diye tahmin ediyorum ama bi şansımı denemek istedim.denemez olsaydım. aramızda geçen diyalog;
ben: beyefendi bu gece için tek kişilik yeriniz var mı?
görevli: yok.
ben: rezervasyon iptali olasılığına karşılık size telefonumu bıraksam...
görevli: yok kardeşim yookkk.. (bağırarak, oysa sağır değilim olsam hiç duyamam zaten)
ben: teşekkür ederim.
sinir küpü. piste geldim board kiralayacağım fiyatları hepiniz biliyorsunuz. Uludağ'da ortalama 20-40 tl olan fiyatlar burda 70 tl. önemli değil dedik. pistte sadece teleski var. benim gibi yeni başlayanlar için zor bi durum. ama neyseki onuda öğrendik kullanmayı. fakaaatt; diyeceğim o ki piste gelinceye kadar bir kayak merkezinde değilde teyzelerin altın gününde gibi hissttim kendimi. pisstin önünde ki yığından içeriye zor girebildim. anlamadığım burası bir spor merkeziyse bu kadar insanın ne işi var orda. ha herkesin hakkı kar görmek dağa çıkmak ama efendim 100 mt ilerde dursunlar. pistin önünde ne işleri var. Uludağ'da pistin içinde ne işleri var. ben maça gidince ceza alanında penalt noktasına oturup maç izlemiyorum ki. yok amacım yeşillik çayır çimen görmekse de stada gitmiyorum hele maç zamanı hiç denemedim..
son söz. onu bunu bilmem ama sucuk ekmeği 20 tl ye kutu kolayı (Uludağ'da telesiyejin çıktığı noktadaki kafede) 10 tl ye satan herkesi sırf üç kuruş para kazanmak için Bursa'da türbe cami gezisinden sonra 3 saatliğine yukarı çıkaran, hem trafiği tıkayan hem park sorunu yaratan hemde piste ve telesiyeje o kadar insanı dolduran zihniyet bilin ki artık uçak biletleri ucuzladı. hemen herkesin vizesi yeşil pasaportu var yakında belki vize bile kalkacak ve sonunda kayak merkezlerinin asıl kullanıcıları ve kalkındırıcıları sizin 5 kat pahalı yemeğinizi yemeyecek 8 kat pahalı kolanızı içmeyecek uçuk fiyatlarda ki otellerinize uğramayacak.. sonunda da günübirlik gelen biraz gezinip kartopu oynayan insanlarlada kış turizmi yapılamayacak. ve sizde yine bağıracaksınız devlet nerde burda esnaf kan ağlıyor diye. şimdiden söylüyorum sakın bağırmayın siz battığınızda ben oh olsun diyeceğim.
yeni başladığım bu hobi gerçketen bir tutku oldu benim için. balık tutmayıda çok severim yıllar önce çocukken babamın bana aldığı olta ile başlayan merak sonra makineler kamışlar vs vs tekne ile devam etti. biliyorum buda aynısı oldu. ama şimdiden gelecek sene için yurtdışı kayak merkezlerinin araştırıyorum.
sizde sucuk ekmeğinizin kolanızın board kiranızın fiyatını biraz daha artırın. milli park girişleri bence 100 tl falan olsun. ha yurtdışında da durum aynı ise o zaman bu sevda o zaman benim için biter.
kısa bir sürede hizmet veren tatil bölgesinin genelden biraz pahalı olmasına itirazım yok. olabilir. bara gidince de birayı tekel fiyatına almıyorum. ama biraz daha saygı ve düşünce lütfen.