Sarıkamış Kayak Merkezi 2016-2017 Sezonu

[imyusyil]

Daha önce Sacit Bey (Karsartur bşk) ile sandalye revizyonu konusunu konuşmuştuk...Alt yapının komple revize edilmesi gerektiğinden çok pahalıya mal olacağını söylemişti...Ama saat 15:00 den sonra soğuk çok rahatsız edici oluyor..Yukarı çıkana kadar donma noktasına geliyoruz.
Çalışanlar eski, orta cafe de ki Caner ve gözlüklü arkadaş bizim ekipten gibiler..Diğerinin de yapısı öyle..Sorun değil..
(Seneye şu montları götürelim artık Boss)
Projedeki gondol nereden nereye?

Personelden kastım yeni alınan arkadaşlar içindi. Yoksa, Caner ve Yücel abinin yerleri ayrı

Voltaj yeteri kadar gelmiyor sanırım telesiyejlere. Rüzgârlıklı sandalyeler konursa rüzgâr direncinden dolayı da ekstra güce ihtiyaç duyulması muhtemel. Bu yüzden detaylı revizyon gerekiyor olabilir. Bu sene alınan parçalar var. Sezon kapandığında iyileştirmeler de başlar.

Gondol için gelecek uzmanın görüşü bağlayıcı olacaktır. Ancak şu an tomrukların depolandığı kayak merkezi girişindeki alandan başlayacağı yönünde birşeyler hatırlıyorum.

[oliver_han]

gondol yapmaya kalksalar 10 sene surer... yerli uretime karsi degilim ancak malum firmanin, ki turkiye'de o zaman tekti hala da tek olabilir; karanlikdere performansi ortada... hos sarikamis'in derdi lift degil altyapi... cift makarali canavar doppelmayrlari orjinal hizinda calistiramadilar... ustelik o aletlere kalkan, isitma vs takilabilirdi...

[speedman]

Orta Cafe'de hizmet genel anlamda hoşuma gitti ama servis elemanlarının tecrübesiz olması biraz can sıkıcı olabiliyor. Karanlık Deredeki cafedeki amcanın tavrı ise tahammül edilecek türde bile değildi. Orta Cafe'de içtiğimiz çorba ve yediğimiz sucuk ekmek süperdi. Karanlık Deredeki cafede ise durum içler acısıydı. Aynı işletmeye ait bir yer olmasına rağmen eksikleri çok fazla gibi duruyor. Çorba yoktu ve ayrıca istediğimiz sucuk ekmekle orta kafede yediğimiz sucuk ekmeğin arasında çok fark vardı. Adam bildiğin malzemeden çalmış. Bu neden böyle diye sorduğumuzda ise yiyecekseniz yiyin yemeyecekseniz yemeyin cevabını vermesinden sonra sipariş ettiğimiz köfte ekmekleri iptal ettirdik ve yine Orta Cafe'ye çıkıp karnımızı doyurduk. Orta Cafe işletmecisini 2 sün sonra görüp eksik gördüğümüz durumları kendisine ilettik ve kesinlikle ilgileneceğini söyledi ve teşekkürümüzü edip vedalaştık. Bu arada sizler döndükten sonra bir kar yağdı o çizdiğiniz her yeri kapattı ve üzerini biz çizdik :D Saygı ve sevgilerimle...

[imyusyil]

gondol yapmaya kalksalar 10 sene surer... yerli uretime karsi degilim ancak malum firmanin, ki turkiye'de o zaman tekti hala da tek olabilir; karanlikdere performansi ortada... hos sarikamis'in derdi lift degil altyapi... cift makarali canavar doppelmayrlari orjinal hizinda calistiramadilar... ustelik o aletlere kalkan, isitma vs takilabilirdi...

Sağlam proje ile gelirlerse, iki senede bitiririz. Ama kırk yamalı iş çıkarsa, bilemem. Mevcut sistem için yedek parçalar vs. alındı. Kalkan olayını da belirttim. Umarım basit bir yolu vardır ve yaparız.

Orta Cafe'de hizmet genel anlamda hoşuma gitti ama servis elemanlarının tecrübesiz olması biraz can sıkıcı olabiliyor. Karanlık Deredeki cafedeki amcanın tavrı ise tahammül edilecek türde bile değildi. Orta Cafe'de içtiğimiz çorba ve yediğimiz sucuk ekmek süperdi. Karanlık Deredeki cafede ise durum içler acısıydı. Aynı işletmeye ait bir yer olmasına rağmen eksikleri çok fazla gibi duruyor. Çorba yoktu ve ayrıca istediğimiz sucuk ekmekle orta kafede yediğimiz sucuk ekmeğin arasında çok fark vardı. Adam bildiğin malzemeden çalmış. Bu neden böyle diye sorduğumuzda ise yiyecekseniz yiyin yemeyecekseniz yemeyin cevabını vermesinden sonra sipariş ettiğimiz köfte ekmekleri iptal ettirdik ve yine Orta Cafe'ye çıkıp karnımızı doyurduk. Orta Cafe işletmecisini 2 sün sonra görüp eksik gördüğümüz durumları kendisine ilettik ve kesinlikle ilgileneceğini söyledi ve teşekkürümüzü edip vedalaştık. Bu arada sizler döndükten sonra bir kar yağdı o çizdiğiniz her yeri kapattı ve üzerini biz çizdik :D Saygı ve sevgilerimle...

Tüm tesisi şu an Sarıkamış Dağ A.Ş. işletiyor. Bu sene ilkti. Şikayetlerinizi ilettiyseniz, önümüzdeki sene bu konuda bir iyileştirme girişimi mutlaka olacaktır. Ne kadar çok geri dönüş olursa, bizler için daha iyi. Tüm burada yazılanları fırsat buldukça iletiyorum ben de.

[curiosis]

Merhaba arkadaşlar, yazacaklarım umarım forum kapsamı ve kuralları dışına çıkmaz, politik tartışmaları tetiklemez, umudum çok az olsa da yolu bir şekilde Sarıkamış'la kesişen, görev ve sorumlulukları sadece Sarıkamış ve kış turizm merkezleri ile sınırlı kalmayan tüm 'yöneticilerin' ve 'akademisyenlerin' bir şekilde işine yarar ve onları düşünmeye sevk eder.
Öncelikle, nasıl bir ölçüt kullanırsanız kullanın, tartışmasız gerçek şu ki ülkemiz çok büyük bir hızla geriye gidiyor! Ekonomik göstergeleri, işsizliği, adaletin uygulanmasındaki 'sıkıntıları' kast etmiyorum yalnızca. Eski hastalıkların nüksetmesi gibi, yeniden o eski "hasta adam" olduk ve eğer daha kötüsü olmamışsak. Sadık tüketicileri olduğumuz teknoloji ve nimetleri, gerçek durumumuzu görmemizi zorlaştırıyor. Geliştirilmesinde pek az katkımız olan bu oyuncakları kullandıkça kendimizi, bunları üreten insanlara denk sanıyoruz. Geçmişle kıyaslarsak, şu anda bu topraklarda yaşayan insanlar,, 1960'lardan, 40'lardan belki de 20'lerden bile çok daha geri aslında. Nüfusumuzun beşte birinin yaşadığı en büyük kentimiz, sadece bitki örtüsü açısından (~ % 2.2 yeşil alan) değil sosyal açıdan da bir çöl haline geldi! Suçlunun bir önemi yok, hepimizin el birliği ile ülkemizi getirip bıraktığımız yer bu maalesef. Buradan çıkış, güzel bir ülkede barış içinde yaşayabilmek ise kısa vadede mümkün görünmüyor. Umarım yanılıyorumdur ve durumumuz o kadar da ümitsiz değildir!
Sarıkamış'a 2002'den beri her yıl geliyorum neredeyse 15 yıldır. Her geçen yıl gözle görülür bir gerileme, tenhalaşma var. Sarıkamış'ın yerlisi çoktan göç etti buralardan, kalanlar da nasıl yapsak da İstanbul'a ya da bir batı şehrine gitsek diye plan yapıyorlar. Tıpkı büyük şehirlerde yaşayan yetişmiş insanlarımızın da kapağı bir şekilde yurt dışına atma gayretleri gibi. Bozat, Alisofu gibi yakın köyler terkedilmiş durumda sayılır. Devlet aslında yatırım da yapmıyor değil. Tesisler filan yapılıyor kayak merkezine, projeler havalarda uçuşuyor. Daha da yapılacak. Konu o değil kesinlkle. Özverili çalışanların bir kısmını tenzih ederek söylersek, bu kadrolarla ve anlayışla ne yaparsak yapalım, ortaya daha iyi bir şey çıkması olanaksız.
Sadece Sarıkamış'ta ve sadece kayak merkezi için değil bu söyledğim, ülkemizde akıldışılık o kadar yaygın ki, dünyanın parasını döksek de boş. Yatırımın en önemli parçası insan. Ve bu insan dokusu ile yapılacak tek şey şu anda yapabildiklerimiz olabilir.
Hemen bir güncel örnek: orta cafe'nin bulunduğu yere bir cami / mescit gibi bir 'ucube' yapmışlar. Çok da çirkin bir bina olmuş ve sadece yılda 3-4 ay o da sadece Cuma günleri açık!! Kaç kişi yararlanacak ve cemaat kaç kişi? Allah bilir! Neyse, cami var diye cafede, alkollü içki satışını da durdurmuşlar. Tek tük gelen yabancılar anlamıyor tabi. İçki yasak ama sigara rahatlıkla içilebiliyor!


Yanlş anlaşılma olmasın, ben tesislerde niye içki yok derdinde değilim. Umurumda da değil. Ama suyu akmayan tuvaletler (Karanlıkdere'deki cafede) öyle değil. Bu konu aslında olayın özeti de sayılır: 21. yy'da, basit bir tuvalet konusunu hala konuşuyorsak, demek ki düşündüğümüzden çok çok geri bir noktadayız. Diğer herşeyi bırakalım ve yöneticilerin bu konuyu 'çözmelerini' bekleyelim. Ama bunu yapabileceklerine dair bir umudum yok. neden dersiniz, bunu bir sorun olarak bile gördüklerinden emin değilim. Kendi standartları içinde yapabilecekleri tek şey 'himayelerinde' boş ve yararsız toplantılar düzenlemek. İhaleler açarak 'yatırımlar' yapmak vbg. Pisterin eğimlerinin düzeltilmesi, tesisleri webcam ile izleme, uçak saatlerinin uygun saatlere kaydırılması, , .. gibi sayısız güzel öneri var bir kısmı bu başlık altında dile getirilmiş. Ama en başa dönersek, milyarlarca liralık yatırımın aktığı bu bölgenin en kıt kaynağı, sanıldığı gibi finansman değil, akıldışılık yerine aklı rehber edinmiş insanlar ve onlar da ne yazık ki ya sayıca azlar veya sesleri çık(-a)mıyor bir şekilde.
Sarıkamış ölüm döşeğinde ve korkarım ki bizler değişmediğimiz sürece, bu kader de değişmeyecek.